Şener Şen, Fatma Girik, Kadir İnanır, Müzeyyen Senar, Ferzan Özpetek ve niceleri; Atilla Dorsay’dan yeni kitap: Unutulmaz İnsanlarımızla Konuşmalar

Posted by

T24 Kültür Sanat

Türkiye medyası ve sinemasının en kıdemli yazarlarından Atilla Dorsay’ın, 60’ıncı kitabı “Unutulmaz İnsanlarımızla Unutulmaz Konuşmalar” adıyla çıktı. Dorsay kitabında; Türk iş dünyasının en büyük grubunu kuran Vehbi Koç ve Şakir Eczacıbaşı’ndan Cahide Sonku ve Müzeyyen Senar’a, Fatma Girik ve Memduh Ün’den Şener Şen’den Kadir İnanır’a, Ferzan Özpetek’ten Zeki Demirkubuz’a, Zülfü Livaneli’den Yılmaz Erdoğan’a, Fatoş Güney’den Hülya Koçyiğit ve Hülya Avşar’a uzanan 31 kişi ile konuşmalarını, söyleşilerini paylaşıyor.

Kasım 2013’ten itibaren T24’te yazan ve 59. kitabı “Pandemi Günlerine Doğru Sanay ve Siyaset / T24 Yazıları” başlığıyla Ekim 2023’te yayımlanan Atilla Dorsay’ın son kitabı “Unutulmaz İnsanlarla Konuşmalar” Puslu Yayıncılık’tan çıktı. Dorsay son kitabında, büyük bir bölümü sinema-sanat dünyasından olan 31 kişi ile konuşmalarını, söyleşilerini aktarıyor.

Kitapta kimler var?

Kitapta konuşma ve söyleşilerine yer verilen isimler, kitaptaki sıralamasıyla şöyle:

Cahide Sonku, Müzeyyen Senar, Günseli Başar, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Memduh Ün, Fatma Girik, Çolpan İlhan, Hülya Koçyiğit, Türker İnanoğlu, Halit Refiğ, Şakir Eczacıbaşı, Ülkü Tamer, Gülriz Sururi, Selda Alkor, Şerif Sezer, Fikret Hakan, Kadir İnanır, Şener Şen, İzzet Günay, Kartal Tibet, Fatoş Güney, Zülfü Livaneli, Ömer Kavur, Erden Kıral, Hülya Avşar, Yılmaz Erdoğan, Reha Erdem, Zeki Demirkubuz, Ferzan Özpetek, Yılmaz Büyükerşen.


Kitaptan: Gülriz Sururi, Atilla Dorsay, Engin Cezzar, Leyla Umar (soldan sağa)

“Birçok şeyi ilk kez öğrenecek ve şaşıracaksınız”

Arka kapakta “Sanırım çok şeyi belki ilk kez öğrenecek ve şaşıracaksınız” diyen Atilla Dorsay, kitap için yazdığı önsözde, söyleşi ve konuşmaları hangi ölçütle seçtiğini anlatıyor. Dorsay’ın ‘önsöz’ü şöyle:

Bu yeni kitabımda –artık kaçıncısıysa; ben de çok iyi bilmiyorum- kimileri daha önce başka kitaplarımda yer almış, kimileriyse köşede-bucakta kalmış söyleşilere yer verdim. Sadece bizim insanlarımızla… Dışardan ünlülerle yaptığım söyleşiler bir başka kitabın konusu olacak. Bunu yaparken aklımda ne sabit bir sayı vardı; ne de kimlerin yer alacağına dair bir ön sınırlama…

Seçimimde birkaç faktör rol oynadı. Ele aldığım isimlerin, sanatçı veya değil, mutlaka Türklerin hayatında önemli bir rol oynamaları ve toplumun ortak belleğinde hala belirli bir yer tutmaları… Ki bu kolay bir şey değildir. Zirvelere çıkmış ne isimler artık hatırlanmaz, adları pek anılmaz. Ayrıca belli bir kadın-erkek dengesi, bilinçaltımda da olsa sanırım beni yönlendirdi.

Sayının 30 olacağını da düşünmemiştim. Zaten 31 oldu; o da aynı söyleşide Memduh Ün ve eşi Fatma Girik’i birlikte ele almamızdan ötürü… Ama baktım; 30 iyi bir sayı ve erişmek istediğim insanları büyük ölçüde kapsıyor. İtiraf edeyim; vaktiyle söyleşme imkânını bulduğum birkaç ismi daha almak isterdim. Ama sonunda 30 gayet makul bir sayı ve orada kaldım. Alamadığım birkaç dost isimden özür dileyerek… Uzun hayatım içinde öylesine çok insanla ve özellikle sanatçıyla ilişki kurup dost oldum; söyleşiler yaptım ki… Bu açıdan kendimi çok şanslı sayarım… Ama bu bazen herkesi aynı çabanın içine yerleştirmeyi imkânsız kılıyor. Aynı biçimde, dostların yanı sıra önlenemez düşmanları ve düşmanlıkları da hayatınıza katıyor. İşin tuzu-biberi olarak…

Ve işin başından başladım. Takdir edersiniz ki Cahide Sonku, Müzeyyen Senar, hele Günseli Başar ortak belleğimizin çok gerilerinde kalıyor. Ama yazıları bir okuyun: ne denli önemli, özel ve ayrıksı kişilikler (bu durumda hanımlar) olduklarını göreceksiniz. Vehbi Koç yine çok eskilerden geliyor. Tıpkı Vitali Hakko gibi… Ama ikisinin de, çok farklı biçimlerde de olsa, toplumumuzun ortak belleğine öylesine katkısı olmuş ki…

Sonra değişik açılardan yine kültürümüzün yaratıcıları. Türker İnanoğlu, Şakir Eczacıbaşı ya da Ülkü Tamer… O unutulmaz kadınlar: Çolpan İlhan, Gülriz Sururi, Selda Alkor, Şerif Sezer… Dört Yapraklı Yonca’dan bu kez Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik var. Yönetmenlere gelince… Halit Refiğ, Ömer Kavur, Erden Kıral… Ki bunlar artık hayatta değiller… Ama onları anmak ne kadar önemli ve gerekli…

Ve de hayatta ve aktif olanlar. Reha Erdem, Zeki Demirkubuz, Ferzan Özpetek… Bu arada, günün sanatsal atışmasını hatırlayarak –ki sanırım uzun zaman unutulmayacak- yönetmen deyince niçin Nuri Bilge Ceylan’ı anmadın diye sorulabilir. Ona karşı hayranlığım ve saygım hep olagelmiştir. Ve 100 Yılın 100 Türk Filmi kitabımda (2014) dört filmine birden yer vermişimdir: Uzak, Üç Maymun, Bir Zamanlar Anadolu’da, Kış Uykusu… Ama söyleşi hiç denk düşmemiştir ve oturup konuşamamızdır. Kaç kez o ödüller ve zaferlerde Cannes’da birlikte olmuşsak da… Bu nedenle onu bu kitaba alamadım.

Ve Yeşilçam’ın eski oyuncuları…Fikret Hakan, Kadir İnanır, İzzet Günay, Kartal Tibet, Şener Şen… Elbette her daim gözde ve güzel Hülya Avşar… Hiç kapanmayan Yılmaz Güney tartışmaları nedeniyle eşi Fatoş Güney… Yılmaz’a zaten adadığım ve çeşitli baskıları çıkmış Yılmaz Güney kitabıma rağmen, biraz başka bir yönde giderek… Tüm bu upuzun zaman içinde bize şarkıcılıktan besteciliğe, romancılıktan yönetmenliğe çok şey vermiş olan, kültür anıtlarımızdan sevgili Zülfü Livaneli… Yine tiyatrodan sinemaya, hiç durmadan  çalışmış değerli Yılmaz Erdoğan… Ve de çok başka bir alandan gelen Yılmaz Büyükerşen… Kaç dönemdir sürdürdüğü belediye başkanlığı sayesinde, Eskişehir şehrimizi Anadolu’nun sanırım en modern, en rahat, en yaşanası sitesi yapmış ve benim oturup söyleşme onurunu bulduğum Büyükerşen….

Umarım tüm bu söyleşileri anmak, sizleri ülkemize karşı biraz daha güvcn duygusuyla donatabilir…”

Kitabın künyesi 

Adı: Unutulmaz İnsanlarımızla Konuşmalar

Yazar: Atilla Dorsay

Yayınevi: Puslu Yayıncılık

Sayfa Sayısı: 236

Ebat: 13,5 x 19,5

İlk Baskı Yılı: 2024

Atilla Dorsay kimdir?

Türkiye’nin en kıdemli sinema yazarı olan Atilla Dorsay, 17 Mart 1939’da İzmir’de doğdu. Galatasaray Lisesi’ni bitirdi.

1964 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Üniversitesi) Yüksek Mimarlık bölümünden mezun oldu. İki yıl sonra Cumhuriyet gazetesinde sinema üzerine yazmaya başladı ve sonra bu alanı asıl mesleği olarak seçti.

Cumhuriyet’te 27 yıl boyunca yazdıktan sonra Milliyet, Yeni Yüzyıl ve Sabah’ta köşe yazıları kaleme aldı. 2013’te Emek Sineması’nın yıkılışını protesto için Sabah’ı ve geleneksel basını bırakarak Kasım 2013’ten itibaren bağımsız internet gazetesi T24’te yazmaya başladı. Sinema dışında yemek, şehircilik, İstanbul, yaşam kültürü üzerine yazılarını, müzik anılarını, gezi notlarını, hikâye, şiir ve fotoğraflarını kitaplaştırdı.

1985’ten itibaren TRT 2’de sinema kuşakları sundu, ayrıca TRT Radyo 3’te müzik programları yaptı. İKSV Sinema Festivali danışmanı olan Dorsay, kurucusu olduğu SİYAD’ın Onursal Başkanı.

Çeşitli ulusal ve uluslararası festival ve yarışmalarda jüri üyeliği yapan, FIPRESCI- Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu’nun ilk Türkiye temsilcisi olan Atilla Dorsay’ın Ankara Büyülü Fener’de adını taşıyan bir sinema salonu bulunuyor.

Başlıca ödülleri

Fransa’dan Palmes Academiques- Sanat Şövalyesi Nişanı, Türk Dil Kurumu Basın Ödülü, Mannheim, İstanbul, İzmir, Antalya, Ankara, Eskişehir, Adana, Erzurum, Marmaris vb. festivallerde Emek ödülleri, TÜYAP Kitap Fuarı Yılın Yazarı ödülü (2014), İFSAK, TÜRSAK, Rotary Club, Lion’s, Altın Artemis, TROYA, ODTÜ, ENKA, Kültür Bakanlığı, İKÜ, SET, JCİ- New York, GÖZDER kurum ödülleri.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir